İstanbul- Bari – Polignano A Mare – Monopoli - Lecce

Lecce – Otranto – Gallipoli – Lecce

Sabah kahvaltı sonrası İyonya Denizi ile Adriyatik Denizi’nin buluştuğu stratejik konumu sebebiyle pek çok kez işgal edilmiş, hatta 13 ay Osmanlı egemenliğinde kalmış zengin tarihi, etkileyici mimarisi, muhteşem plajları ile önemli liman kenti Otranto’yu geziyoruz. Kale ve surlarla çevrili olduğu için oldukça etkileyici şehirde Otranto Kalesi, çok sevimli sokaklarıyla Unesco koruması altındaki eski şehir gezilip verilecek serbest zaman sonrası 1 saat uzaklıktaki küçük bir yarımada üzerine kurulu sahil kasabası Gallipoli’ye hareket ediyoruz.16.nci yüzyıldan kalma köprüyle ana karaya bağlanan şehrin cazibe noktası eski şehir, Barok mimarisiyle göz dolduran Santa Maria Della Purita kilisesi, geçmişte Gallipoli savunmasında önemli bir yere sahip Angione Kalesi, şehrin en güzel plajlarından Spiaggia della Purita görüldükten sonra “Güneyin Floransa’sı” olarak anılan tarihi, kültürel ve turistik zenginlikleriyle büyüleyici şehir Lecce. Kireç taşından yapılan evler, taş yollar, labirente benzer dar sokakları arasında tarihi adeta soluyarak eski şehir sokaklarında gezerken kendinizi Orta Çağ’da hissedeceksiniz.17. yüzyılda inşa edilen cephe süslemeleri ve detaylı oymaları ile göz kamaştıran Basilica di Santa Croce, Barok mimarinin en güzel örneklerinden şehrin ana meydanı Piazza del Duomo, 25 bin kişilik kapasitesiyle Roma dönemine ait Anfiteatro Romano, İçi, zarif süslemeler ve fresklerle dolu 1667 yılında inşa edilen Chiesa di San Matteo, antik kentin içerisinde yer alan, tatlı suyla deniz suyunun karıştığı doğal havuz Grotta della Poesia ya da Türkçe adıyla “Şiir Mağarası” pek çok hediyelik eşya mağazası, kıyafet dükkânı ve Lecce yöresel mutfağının bol zengin çeşitlerini bulabileceğiniz Via Giuseppe Palmieri ve Via Giuseppe Libertini sokakları ile Lecce gezimizi tamamlayıp verilen serbest zaman sonrası otelimizde konaklama.

Lecce – Ostuni – Alberobello – Matera

Sabah kahvaltısından sonra ışıltılı Adriyatik Denizi’ne nazır bir tepe üzerine konuşlanmış, zeytin ve üzüm bağlarıyla çevrili ovada inci beyazı bir taç gibi parlayan Ostuni’yi geziyoruz. Bembeyaz badanalı evleri nedeniyel “La Città Bianca – Beyaz Şehir” olarak da bilinen şehirde; Belediye Sarayı, San Francesco Kilisesi, Sant’Orozo Dikilitaşı ve pek çok kafe ve restoranla çevrili şehrin kalbinin attığı Piazza Della Liberta, bütün ihtişamı ile göğe yükselen Saint Oronzo heykeli ,Meryem Ana’nın Göğe Kabulü’ne adanan Ostuni Katedrali, tur boyunca alışveriş yapma isteğinizi en çok tetikleyecek daracık sokaklar ve meydandaki muhteşem şirinlikte dükkanlarda geçirilecek serbest zaman sonrası 30 dakıkalık kısa bir yolculuk sonrası kendine has mimarisi ve ruhuyla insana masallardan çıkmış izlenimini veren Alberobello. Konik çatılı evler, üst üste yığılarak harç kullanılmadan oluşturulmuş taşlar, gri ve beyaz tonlardaki renkleriyle birbirine bitişik konumlanmış sıra sıra duran göz alıcı mimari. kolay kolay hiç bir yerde rastlanılmayacak orjinallikte UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde bulunan benzersiz Trulli evleri. Şanlıurfa ilinde bulunan Harran evlerine benzerliğiyle dikkat çeken ve 2013 yılından bu yana Harran’ın kardeş kenti olarak bilinen Alberobello'dan ayrılarak Türkiye’nin bir başka şehri Mardin’i anımsatan bir başka doğa harikası Matera’ya hareket ediyoruz. Matera’da her köşenin büyüleyici bir güzelliği var. Seyir teraslarından şehri izlerken de,ara sokaklarda kaybolurken de buranın enerjisiyle sarılıp sarmalanıyorsunuz. Hayranlıkla etrafınıza bakıyorsunuz ama bir türlü doyamıyorsunuz. Dünyanın en eski sürekli yerleşim yerlerinden Gravina Kanyonu’nun tepelerindeki kayalara oyularak inşa edilen gören herkesi büyüleyen mağara evleri ile ünlü eski şehir Sassi di Matera, şehirdeki çok sayıda yer altı sarnıçlarının en büyüğü tüf kayalara oyulmuş su geçirmez özel sıva ile kaplanmış su katedrali Palombaro Lungo, Geçmişi 12. yüzyıla kadar uzanan Aziz Petrus Kilisesi, Matera Katedrali gezildikten sonra serbest zaman. Otelimize yerleşme.

Matera – Revello – Maiori - Sorrento

Sabah kahvaltısının ardından denizin gökyüzü ile buluştuğu muhteşem manzaralar, kaybolmaya doyamayacağınız sokaklar, limon kokulu dükkanlar, UNESCO dünya mirası birbirinden güzel kasabalara ev sahipliği yapan Amalfi Sahilleri, İlk durak kelimelerim kifayetsiz kaldığı sizi nefessiz bırakan güzelliğini anlatmaya kelimelerimin yetmediği Amalfi Kıyıları’nın muhteşem deniz manzarasının ev sahibi Ravello. Balkonu heykellerle süslü, Akdeniz’e özgü çam ağaçları, sonsuzmuş hissi veren muhteşem deniz manzarasıyla tarihi 11.yüzyıla uzanan Villa Cimbrone ve yapının en dikkat çeken yeri Sonsuzluk Terası,. Ravello’da düzenlenen klasik müzik festivalinin sahnesi Villa Rufolo’nun bahçesine kuruluyor. Dünya gözüyle görüp görebileceğiniz en muhteşem açık hava sahnesi de burada. Ravello'dan sonra hemen yanı başında Amalfi Kıyılarının en büyük uzun kumlu plajı, zengin tarihi, yemekleri, güzel manzaraları ve ünlü Limon Yolu yürüyüşüyle tanınan büyüleyici sahil kasabası Maiori’yi gezerek bugünkü gezimizi tamamlayarak mis kokulu limonlarıyla meşhur Sorrento'ya hareket. Oelimize yerleşme serbest zaman.Konaklama otelimizde

Sorrento – Amalfi – Positano - Sorrento

Sabah kahvaltısı sonrası ünlü yazar John Steinbeck’in “Gerçek olamayacak türde, rüya gibi bir yer” dediği Amalfi’deyiz. Denize akan çarpıcı yamaçları, insana “burada yaşamalıyım” dedirten huzur dolu mekanları, sarı ve yeşilin nefes kesen uyumu, mis kokulu limon bahçeleri ile UNESCO dünya mirası listesindeki Amalfi yıllardır hem turistlerin hem de jet sosyetenin en gözde tatil beldelerinden. Amalfi’nin sokakları birbirinden güzel hediyelik eşya limoncello, ve seramikten yapılmış aksesuarlar üzerine yoğunlaşmış dükkanlar ile dolu.Tasarımları özenle hazırlanmış bu dükkanlardan bir şeyler almadan ayrılmanız neredeyse imkansız. Şehrin en hareketli yeri Piazza Duomu’da bulunan Kateddral merdivenlerinde oturarak zaman geçirmek, birşeyler içmek, sokak müzisyenlerini seyretmek bile İtalyan esintisini iliklerinize kadar hissetmenizi sağlayacak. Amalfi gezimiz sonrası bir başka cennet sizleri bekliyor. Positano. Mistik atmosteri, jakaranda ağaçları, begonvil ve sardunya ile bezenmiş daracık labirent gibi sokakları, yamaçlara kurulmuş pastel renkli evleri, sokaklarda dizilmiş birbirinden şık butikleri ve muhteşem gün batımı ile herkesi mutlu etmeye çalışan Positano ile Amalfi Kıyıları gezimizi tamamlayarak Sorrento’ya dönüyoruz. Sorrento gezimizde şehrin en canlı adresleri Piazza Tasso meydanı ve Corso Italia, Napoli Körfezi’nin muhteşem manzarasını izleyebiliceğiniz Villa Comunale Parkı, gezildikten sonra otelimize dönüş. Konaklama otelimizde.

Sorrento– Napoli – İstanbul

Kahvaltı sonrası egzotik ve romantik liman kentlerinden Napoli’ye hareket ediyoruz.Yaklaşık 2800 yıllık tarihi geçmişiyle günümüz İtalya’sının üçüncü büyük şehrinde eski Kraliyet Sarayı, 1735 yılında inşa edilen San Carlo Tiyatrosu, mağazaların bulunduğu Umberto Galerisi, Plebiscito Meydanı, Pantheon`dan esinlenerek yapılan San Francesco di Paolo kilisesi, Napoli Limanı, Yeni Kale, Pizza Mercato gezildikten gezildikten sonra gezimizin son durağı dünya markalarını çok uygun fiyata alabilceğiniz Avrupa’nın en büyük outletlerinden Reggina Designer Outlet. Napoli havalimanına hareket. Bagaj ve bilet işlemlerinin ardından Türk Havayolları’nın TK 1880 sefer sayılı uçuşu ile 19:35’da İstanbul’a hareket. Yerel saat ile 2305’da İstanbul’a varış ve turumuzun sonu.